Altı Çizili Satırlarla: Deli Kurt’un Gölgesinde Kalan Kalbim

 

🐺 Deli Kurt – Tarihin Gölgeleri Arasında Bir Yalnız Savaşçı

📘 Yazan: Hüseyin Nihal Atsız

 

Bazı kitaplar vardır; kapağı kapattığında bir şeyler sende eksilir.

Bazı karakterler vardır; adını ilk kez söylediğinde bile sanki yıllardır tanıyormuşsun gibi gelir.

Deli Kurt tam da böyle bir kitap.

Ve belki de bu blogun adı “Altı Çizili” olmasaydı, onun için bir yazı yazmak bu kadar anlamlı olmazdı.

Deli Kurt, yalnızca bir savaşçının hikayesi değil.

O, köksüzlüğün ağırlığıyla yürüyen bir adam, “kime ait olduğunu” bile bilmeden sadakat yemini eden bir yüreğin romanı.

Aşkı ile görevi, özgürlüğü ile bağlılığı arasında ezilen bir adamın hikayesi…

Ve işin en acı tarafı; o, kendi adını bile bilmiyor.

“Senin adın artık Deli Kurt.”

Böyle başlıyor bütün kader.

 

💬 Altı Çizili Satırlarım:

“Bir insanın adını vermek, kaderini çizmek gibidir.”

 

“Yalnızlığın bile bazen bir yoldaşı vardır: Sessizlik.”

 

“Savaşmak kolaydı. Asıl zor olan, kime sadık olacağını seçmekti.”

 

Roman boyunca sanki Göktürklerin atlı sesleri kulaklarımda çınladı.

Atsız'ın dili hem sade hem derin.

Her satırda bir şiir gizli.

Bazı bölümlerde nefesimi tuttum, bazı yerlerde gözlerim doldu.

Bir devletin yıkılışı, bir milletin belirsizliği, bir adamın arada kalmışlığı…

Hepsi bir araya gelince, ortaya iç acıtan ama gurur uyandıran bir anlatı çıkıyor.

 

💭 Ne Kaldı Geriye?

Kapağını kapattım ama Deli Kurt içimde yaşıyor.

Ve belki de bu nedenle ilk yazımı ona ayırdım.

Çünkü bazı kitapların sonu olmaz.

Sadece sende iz bırakır.

Altı çizili cümleler gibi.

 

📌 Sen okudun mu Deli Kurt'u?

Altını çizdiğin satırları benimle paylaşmak ister misin?

👇🏻 Yorumlara bekliyorum!

Yorumlar

Popüler Yayınlar